Ben öğretmen bir anne ve babanın kızıyım. Aynı zamanda o öğretmen annenin ve babanın öğrencisiyim. (Annem ilkokul öğretmenim, babam ise okul müdürümdü.) İlk zamanlar belli etmesem de ayrı ayrı ikisini de çok kıskanmıştım. 🙂 Sevgi dolu olan annem bana söylediği bütün güzel sözleri arkadaşlarıma da söylediği o ilk gün şoka girmiştim. 🙂 Nasıl yani her şey yalan mıydı? 🙂 Neyse annem ile bu konuyu konuştuğumda öğrencilerini ve öğretmenlik mesleğini çok sevdiğini fakat benim yerimin ayrı olduğunu söyleyince derin bir oh çekmiştim. Muhtemelen bu durumdan kendimi korumak için kendime çok ayrı bir dünya kurmuştum. Benim aynı kişi olan öğretmenim ve annem part time iş yapıyordu. Okulda öğretmen, evde anneydi. Okul kapısından girdiğim anda öğretmenim diyordum. Aynı şekilde babam okul kapısından girince müdür bey, evde baba oluyordu. Hatta ortaya söyle bir cümle çıkmıştı: “Öğretmenim müdür beyden simit parası almaya gidebilir miyim?” 🙂
Annemle pardon öğretmenim ile yaşadığımız bir anıyı paylaşmak istiyorum sizlerle. Ben siyah önlük giydim ilkokul yıllarımda. Harika yakalıklarım vardı. Neyse konumuz önlükle alakalı. 🙂 Bir gün önlüğümün düğmesi koptu. Yolda giderken anneme söyledim. Evde hatırlat kızım dedi. Evde önlüğümü çıkarıp dışarı fırlayınca unuttum düğmeyi falan. Ben unutunca annem de unuttu haliyle. Neyse yarınki sabah önlüğü giyince aklım başıma geldi ama geç olmuştu. Anneme söylediğimde nöbetçi olduğunu şimdi dikemeyeceğini, akşam hatırlatmadığım için bugün okula öyle gitmem gerektiğini söyledi. Gittim öyle okula. Sonra derste öğretmenim soru sorduğunda kolumu havaya kaldırınca, düğmem olmadığı için önlüğün kolu aşağıya doğru sallandı. Bingo! Öğretmenimiz ya da bir başka deyişle sabah geç kalıyoruz diye önlüğümün kolunu dikmeyen annem, kolumu fark etti ve akşam annene kolunu diktir, kolun çok çirkin duruyor Merve diye bana kızdı. Peki, size bir soru: Zavallı öğrenci Merve bu durumda öğretmenine ne cevap verdi? Ya da siz nasıl bir cevap verirdiniz? Evet, tahminleri alıyım.
A)Ama sabah geç kalıyoruz diye düğmeyi sen dikmedin anne diye karşılık verdi.
B)Bu sınıfta okunmaz diye babası olan okul müdürüne gitti.
C)Okul müdürü benim öğretmenimin eşi, nasıl olsa öğretmenime laf söylemez diyerek milli eğitim müdürlüğüne doğru koştu.
D)Cevap vermeye gerek duymadan küstü.
Valla hiçbiriniz bilemediniz bir diyetisyenin sevgili okuyucuları. Zavallı öğrenci Merve burada “Ama öğretmenim benim annemin çok işi var deyip ağlamaya başladı” 🙂 🙂 Bu anılarımdan yalnızca biriydi. Bir kitap çıkacak kadar anıya sahibim 🙂 Yalnız bir şey itiraf etmeliyim. Bu anıları annem daha güzel anlatıyor. Bir de ondan dinlemelisiniz. 🙂
Başta başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, annem, babam ve hayatıma dokunmuş, beni ışığı ile aydınlatmış öğretmenlerim olmak üzere vatanını, çocukları, mesleğini seven tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarım. İyi ki varsınız !
Yorum Yap